29 Ekim 2016 Cumartesi

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun



Merhabalar! Ne güzel bir kelimedir Cumhuriyet...Milletin egemenliğini kendi elinde tutması ve yine kendi seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullanması... Ülkenin yönetiminde söz sahibi olabilmesi... Bunun önemini kavramak ve değerini bilmek gerek.


Bize verilmiş bu güzel hediyeyi koruyabilmek için de; tıpkı Atamız'ın dediği gibi, kendimizi her alanda geliştirmeliyiz. Cehaletin, makam ve mevki hırsının, çıkar çatışmalarının ve herhangi başka bir şeyin gözlerimizi kör etmesine izin vermemeliyiz. Cumhuriyetimizin 93. yılı kutlu olsun....

27 Ekim 2016 Perşembe

Fırında Lor Peynirli Kabak (Diyet Usulü)


Merhabalar! Bu, ne zamandır denemek istediğim bir tarifti. Daha önce bir komşumda yemiş ve çok beğenmiştim. Ancak şimdiden söyleyeyim ki; benim tarifim tam olarak diyet usulü. Son zamanlarda yediğime, içtiğime daha da dikkat edip; kilolarıma yeniden savaş açtım. Daha önce verdiğim 17 kilonun 15 kilosunu 2 yıldır korumayı başardım. Ancak, içimden bir insan daha çıkması gerekiyor. Yani yolum çok uzun... Ben Ayça Kaya'nın Sayarak Zayıfla kitabını takip ediyorum. Tam olarak uyguladığınızda hiç zorlanmıyorsunuz. Tabii hareket de şart. Hemen hemen her gün yarım saat yürümeye çalışıyorum. Neyse, yine lafı çok uzattım. Bugün öğlen yemeğimde bu tarifi denedim ve çok memnun kaldım.


Küçük boy bir kabağı, az tuzlu suda biraz haşladım. (Aslında buharda haşlansa daha iyi olur. Ama ben o suya mercimek çorbası yapmayı planlıyorum.) Sonra, kabağı ortadan ikiye bölüp; içini çıkarttım. Başka bir tabakta 2 yemek kaşığı lor peyniri, bol dereotu, 1 yumurta ve kabağın içini karıştırdım. kabakların içine doldurdum. Yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine alıp, 150 derece ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirdim. Yazımın başında dediğim gibi diyet usulü yaptığım için, yağ ya da kaşar peyniri eklemedim.

2 yemek kaşığı lor peyniri 1 et demek. 1 yumurta da 1 et demek. Yağ koymadığım için kabağı ve yeşillikleri saymıyorum. Bu durumda bugünkü et hakkımın 2 tanesini bu öğünümde kullanmış oldum. Yanına 1-2 dilim esmer ekmekle gayet doyurucu bir öğün oldu. Denemek isteyenlere kolay gelsin...

25 Ekim 2016 Salı

Örgüde Omuz Yapımı



Merhabalar! Bugün Ankara'da çok güzel bir hava var. Sanırım kıştan önceki son çıkış :)) Malum, soğuklar geliyormuş. Ben de sonunda elimdeki işi bitirmişken, sizlere omuz birleştirme hakkındaki tecrübelerimden söz etmek istedim.

Ben örgüye dair pek çok şeyi rahmetli babaannemden öğrendim. O, omuzu iki aşamada keserdi. Böylece daha düzgün dururdu. Ben de hep öyle yaparım. Yani, omuz keseceğiniz yere gelmeden bir sıra önce kalan ilmeklerinizin yarısını kesin. Ama ben kesmek yerine o ilmekleri başka bir şişe geçiriyorum. O ilmekler diğer şişte beklesin. Kalan ilmeklerimizi bir sıra daha, gidip gelip örelim ve onları da başka bir şişe alıp bekletelim. Ben bu aşamayı ayrı ayrı fotoğraflamıştım. Ama galiba silmişim, bulamadım bir türlü. Bir tek aşağıdaki fotoğraf kalmış. Diğer tarafı örmek için örgüyü tek şişe aktarmıştım. Eğimi görebiliyor musunuz? İlmekler arasındaki boşluk sıra farkından kaynaklanıyor. Yani boşluğa kadar olan ilmekler başka şişte olacaktı. Öyle düşünün. 



Öreceğiniz tüm parçaları bu şekilde hazırladıktan sonra, aynı dikecekmiş gibi yüzü yüzüne gelecek şekilde yerleştirin.



Sonra ilmek atlamadan, karşılıklı olarak her iki şişten de birer ilmek alarak örün. Ben daha iyi anlaşılması için farklı açılardan çektim. 





Buradaki amaç, iki ayrı şişteki ilmekleri birlikte örerek, teke düşürmek. İlmeklerimiz teke düşünce normal kesme işlemimizi yapıyoruz.



Böylece omuzu, dikmeye gerek kalmadan; yukarıdaki gibi düzgün ve esnek bir şekilde birleştirmiş oluyoruz. Aşağıda da örgünün yüzünü görebilirsiniz.



Ben kızıma evde giyebilmesi için bir yelek ördüm. Yani herhangi bir özelliği yok.



Ancak, örneği bilmeyenler için anlatmak istiyorum. Örneği kurmak için bir sıra düz, bir sıra ters, bir sıra düz örüyoruz. Dördüncü sırada, yani örgünün tersinde ilmeklerimizi bir ters, bir düz örüyoruz. Ancak, düz ilmekleri alırken bir sıra alttaki ilmeğe batıyoruz. Tıpkı aşağıdaki gibi...



Örnek bundan ibaret. Aynı şeyleri tekrarlayarak bu çıtır çıtır örneği örüyoruz.



Umarım örgü örmeyi yeni öğrenenler için faydalı olabilmişimdir. Takıldığınız yerde yeniden yardımcı olmaya çalışırım.  Hadi hep birlikte örgülerimizin başına...

Not: Model anlatımı videoda daha açıklayıcı oluyor tabii. Ben Anne İşleri kanalındaki tariften yararlanmıştım. Gayet güzel anlatmışlar. Bakmak isteyenler için buraya linkini veriyorum.

20 Ekim 2016 Perşembe

Aşk Mektupları - Debbie Macomber


Merhabalar! Sonunda bu kitap için bilgisayarın başına oturabildim. Son zamanlarda kitaplar hakkındaki yazılarımı erteleyip duruyorum. Zaten çok hızlı okuyamıyorum, bir de yazmayı geciktirince iyice rahatsız oluyorum.

Aşk Mektupları, Gül Limanı Oteli serisinin dilimize çevrilen son kitabı. Debbie Macomber severler çoktan okumuştur tabii. 



Jo Marie eşinin ölümünden sonra Sedir Koyuna yerleşip, bir otel açmıştır. Burada, sahiplendiği köpeği Rover ve gelen konukları sayesinde yaralarını iyileştirmeye çalışmaktadır. Kasabanın tamircisi Mark Taylor en yakın arkadaşlarından biri olmuştur. Ancak Mark, çok gizemli biridir. Kasabada kimse Mark'ı tam anlamıyla tanımamaktadır. Mark da kendisiyle ilgili olarak konuşmaktan kaçındığı için, Jo Marie daha da meraklanır. Eleanor Reynolds otelin yeni müşterilerinden, genç bir kızdır. Buraya internette tanıştığı bir gençle görüşmek için gelmiştir. Annesi endişelenip, bu görüşmeye karşı çıktığı için araları bozuktur. Ayrıca bu gencin de Ellie'den sakladığı önemli bir sır vardır. Otelin diğer konukları ise, Maggie ve eşidir. Evliliklerinde büyük sorunlar vardır. Maggie, bu hafta sonu kaçamağının aralarını düzelteceğini ummaktadır. Hepsi için sorunlar giderek daha karmaşık bir hal alır. Acaba herkes mutluluğu yakalayabilecek midir? Tabii ki bunu söylemeyeceğim :))

ARKA KAPAK 

Bir aşk mektubu her şeyi değiştirebilir...

Gül Limanı Oteli'nde yaz sezonu yoğundur, bu yüzden otel
yöneticisi Joe Marie Rose ile becerikli Mark Taylor etrafta çalışarak
çok fazla zaman geçirmektedir.

Ellie otele internetten tanıştığı bir adamla görüşmek için gelir
ama ortaya çıkan büyük bir sır nedeniyle ilişkisini
sorgulamaya başlar.

Maggie ve kocası evliliklerini canlandırmak için bir hafta sonu
kaçamağına otele gelirler. Bir aşk mektubu ilişkilerini
kurtarmaya yetecek midir?

Ve joe Marie, Afganistan'da öldürülen kocasının gönderdiği
son mektubu okumak için gereken cesareti içinde bulduğunda
önünde uzanan geleceğin farkına varır.

Bir kez daha Gül Limanı Oteli huzur bulmak ve iyileşmek
için en iyi yer olduğunu kanıtlayacak ve konuklarının
hayatını sonsuza kadar değiştirecektir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------

Stresinizi unutturacak, fazla yormayacak, hafif bir şeyler okumak istiyorsanız bu kitap tam size göre. Oturun camın önüne, elinize çayınızı ya da kahvenizi alın ve Gül Limanı Otelini hayal edin. Açıkçası ben böyle sakin, sessiz yerleri çok severim. Ahh! Şimdiden yazı özledim. Deniz kenarında olmak insana huzur veriyor. Neyse, ben kitabımı elime alıp hayallere dalayım :) Siz de bana katılmak isterseniz, hadi çayınızı, kahvenizi, kitabınızı alın elinize...Keyifli okumalar...

18 Ekim 2016 Salı

Yürürken Gözüme Takılanlar - Sonbahar


Merhabalar! Ankara çok soğudu. Güneş var ama, kendine hayrı yok. Üşüyoruuuumm...Gerçi bunda kalori alımımı azaltmamın da etkisi büyük. Çikolata yemeyince üşüyorum ben :)) O zaman ne yapıyoruz; aklımızı bu düşüncelerden uzaklaştırmak için çıkıp yürüyoruz. Yürürken de, sonbaharda doğanın bize sunduğu güzelliklerin tadına varıyoruz. Yazın sıcak diyorum, kışın soğuk diyorum. Ben en güzel ilkbahar ve sonbaharda yürüyorum. İşte ben de bu yüzden kızımı okula bırakınca çıkıp, yürümeye karar verdim. Gördüklerimi sizlerle paylaşmak için sık sık durdum. Ama bugünlük de böyle olsun ne yapalım...

Hani çocukken söylediğimiz bir şarkı vardı: 

Hep sarıdır elbiselerim
Ben bu rengi pek çok severim
Sonbaharı cicim
Pek çok sevdiğim için
Hep sarıdır elbiselerim

Sonbahar gelince bu şarkı dilime dolanır :) Sarıyı sevdiğim doğrudur, ama en sevdiğim mevsim yaz mevsimidir. Her neyse, konuyu daha fazla dağıtmadan çektiğim fotoğrafları sizlerle paylaşmak istiyorum...





Önce hava kapalıydı, sonra güneş açtı.








Dondurmacılar kapandı, kafeler boşaldı, parkları dolduran çocuklar okullarına gitti. Bugün, başıboş dolaşan köpekler bile yoktu...















Sıcaklardan bunalıp, gölgede oturduğumuz banklar bile boştu. Boşuna sonbahar hüzün mevsimidir dememişler. Olsun, her mevsim kendine göre güzel. Sağlığımız, huzurumuz yerinde olsun da...

14 Ekim 2016 Cuma

Yeşil Omlet


Merhabalar! Epeydir sağlıklı bir şeyler paylaşmamıştım sizinle. Bu sabah aklıma geldi. Belki sizin çocuklarınız da yumurta yemeyi sevmiyordur. Benim kızım küçükken yumurtayı çok severdi. Ama sonra ne olduysa, yemez oldu. Yumurtanın faydaları malum... Ben de bu tarifi denedim. Kızım sevince de çok mutlu oldum. Çocuğunuz yumurta yemiyorsa, siz de bir deneyin derim.



Yapılışı da çok basit. Aşağıdaki gibi, bol miktarda maydanoz ve dereotu doğrayın. Bugün dereotum yoktu, sadece maydanoz doğradım. Biraz beyaz peynir veya yağsız kaşar rendeleyin. Yumurtayı da kırıp, güzelce çırpın. Ben peynir koyduğum için tuz eklemiyorum. 


Tavanızı çok az yağlayın ve kızdırın. Karışımı tavaya döktükten sonra, kısık ateşte pişirin. Bir kapak ya da spatula yardımıyla ters çevirip, diğer tarafını da pişirin. 


Mevsimine göre yanına bol yeşillik, domates, salatalık, bir dilim ekmek ve bir adet mandalina ya da portakalla birlikte servis edin.



Sizin için de, çocuğunuz için de gayet besleyici ve sağlıklı bir kahvaltı seçeneği, üstelik de çok lezzetli. Denemek isteyenlere kolay gelsin...

1 Ekim 2016 Cumartesi

Yazın Aldığım Kitaplar



Merhabalar! Sonbaharın ikinci ayına girdik, ama ben hâlâ gecikmiş yazılarımı yazmakla meşgulüm :) Yazın kitaplığıma yeni kitaplar ekledim. Bazıları yeni çıkanlardan, bazıları eski... Kitaplığıma şöyle bir baktım da, 2 - 3 yıldır okunmayı bekleyen kitaplarım var. Genellikle, yeni çıkan kitaplardan ilgimi çekenleri öne alıyorum. Bu nedenle de diğerleri eskidikçe, eskiyor.

Lafı çok uzatmadan, aldıklarımı paylaşmak istiyorum...


Düşler Bahçesi hariç, diğer kitapları www.okuoku.com sitesinden aldım. Ben bu siteden yaptığım alışverişlerden memnunum. Fiyatları çok uygun. Özellikle de kapıda ödeme seçeneği gerçekten işime yarıyor. Düşler Bahçesini ise D&R mağazasından 9.90 kampanyasından almıştım. 

Büyükler için boyama kitapları geçen yıl çok moda olmuştu. O zaman ben de bakmış, ama çok karışık bulduğum için almaya cesaret edememiştim. Kışın internetten indirdiğim resimleri boyayıp da; çok güzel stres attırdığını görünce, bir kitap da ben aldım :))


Ve tabii olmazsa, olmazım Debbie Macomber Kitapları... Sahil Bulvarı, Sedir Koyu serisinden. Aramızda kalsın ama, serinin çıkan tüm kitaplarını almama rağmen henüz hiçbirini okumadım. Bir Buket Aşk, Küçük Mucizeler Dükkanı serisinden. Tüm seriyi severek okudum, sıra bunda. Aşk Mektupları da, Gül Limanı Oteli serisinden. Bu seri de okundu tabii. Hatta bu kitabı dün bitirdim. Arayı açmadan yazmayı düşünüyorum.


Zümrüt Şelaleleri yine çok sevdiğim bir yazarın. Kimberley Freeman da, kitaplarını gözü kapalı alacağım yazarlardan. Beth Hoffman'ı ilk kez okuyacağım. Ama kitabın konusu ilgimi çekti.


Aşağıdaki kitapları da ikinci elden aldım. Karanfil Sokak'ta bir kitapçım var. İki kitap verince aynı fiyat aralığından bir kitap veriyor. Açıkçası Çılgın Düğün ile Doğruluk mu, Cesaret mi pek tarzım değil. Ama bu gidişimde fazla çeşit bulamadım. 


Bu kitap da uzun zamandır favori listemde bekliyordu. Almayı erteledim durdum. Real'de gezerken 6.90'lık kitapların arasında görünce hemen aldım. Demek ki, her şeyin bir zamanı varmış :) Okumaya yeni başladım. Fena değil gibi...


Bu kadar kitabı alınca, hepsini bir solukta okumak istiyorum. Her zaman dediğim gibi; daha çok kitap okuyabilmek dileğiyle, keyifli okumalar...

Görüşleriniz Benim İçin Değerlidir!

Zaman ayırıp, yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız onaylandıktan sonra görüntülenecektir. Reklam ve hakaret içeren yorumları yayınlamıyorum. Düşüncelerinizi bekliyorum...