23 Temmuz 2015 Perşembe

Çamlıdere Gezisi


Merhabalar! Bayramdan sonra yazacak şeylerim vardı. Ama üzerime bir rehavet çöktü ki sormayın... Ankara'ya yaz bir geldi, pir geldi. Resmen yanıyoruz. İnsanın kolunu kaldıracak hali kalmıyor. Bugün karar verdim, bu yazı yazılacak...

Bayramın son günü Çamlıdere'deydik. Aluç Dağı'na çıkarken pek çok site var. Amcamlar da yazları oradaki evlerinde geçiriyorlar. Biz de el öpmek için gittik ve çok güzel bir gün geçirdik. Bayram yazım evrene ulaşmış sanırım ki, eski bayramlardaki gibi tüm aile bir aradaydık. Başta babam olmak üzere kaybettiğimiz büyüklerimizin yeri dolmuyor tabii...Sağolsunlar amcam da, yengem de çırpındılar durdular. Buradan tekrar teşekkürlerimi ve sevgilerimi yolluyorum.

Laf kalabalığı yapmadan, bol fotoğraflı bir yazı yazmaya niyetlendim. Ama yine çok konuştum :)) İşte size bol fotoğraflı Çamlıdere yazım...

Papatyalar...





Güller...






Alttaki örümceği gördünüz mü?





Meyve ağaçları...Bazılarına gül sarılmıştı.










Kır çiçekleri...





Bunlar bir çeşit lavantaymış...


Çilekler...





Ahududular...


Böğürtlenler henüz olmamıştı...


Sebze bahçesinden...


Biberler...


Fasulyeler...


Domatesler ...


Yengem de el işlerine meraklıdır. İşte ponpon kapı süsü ve deniz taşlarından yaptığı baykuş. Aslında çok güzel taş bebekler yapıyor. Sergi açacağı için onları fotoğraflamadım.



Evden...



Bu kütükler kışın devrilen bir ağaca aitmiş...


Ve dört ayaklı dostlarımız. Kediler yabani olduğu için fazla yaklaşamadım...


Bu güzel köpeğin adı Dost. Site görevlisi onu ölmek üzereyken bulmuş. Tedavisini yaptırmış, bakmış. Şimdi sitenin maskotu :) Gerçekten çok cana yakın. Bu nedenle fotoğraf çekmek zor oldu. Aşağıda amcamla görüldüğü gibi boğuşmayı çok seviyor...




Şehirde apartman dairelerine sıkışıp, küçücük balkonlarımızda nefes almaya çalışırken burası bize çok iyi geldi. Mis gibi orman havası, sessizlik ve huzur. Sağlık da olduktan sonra, insan daha ne ister ki... İşte benim de ileride yaşamak istediğim hayat bu. Ama deniz de olsa iyi olur tabii :) İşte bizim bir günümüz böyle geçti. 

Umarım insanlar aklını başına toplayıp, sen ben kavgasını bırakıp hep birlikte huzur içinde yaşamayı öğrenebilirler...

17 Temmuz 2015 Cuma

Ramazan Bayramınız Kutlu Olsun


Merhabalar! Hepinize güzelliklerle dolu bir Bayram diliyorum...


Bizler çocukken Bayramlar daha güzeldi. O zaman da annem, babam böyle söylerdi. Babam sabah erkenden Bayram Namazı'na giderdi. Gelirken bize balon almayı ihmal etmezdi. Gözümü açıp da, yatağın başucunda balonu görünce nasıl sevinirdim! Hemen kalkıp bayramlıklarımızı giyerdik. Çoğunlukla babaannemin diktiği güzel elbiselerdi bunlar. Hepimiz yaşımıza göre sıraya girip, büyüklerimizin elini öper ve bayramlaşırdık. Bu sırada şeker tutulurdu. Oruçlu ağızlar şekerle tatlandırılırdı. Sonra kahvaltı yapılırdı. Biz, dedem ve babaannemle birlikte yaşardık. Genellikle amcamlar sabah kahvaltısına gelirlerdi. Öğlen yemeğinde amcamlara, dayımla teyzem de katılırdı. Ne yazık ki diğer dedem, yani annemin babası yatalaktı. Bu nedenle anneannem evden çıkamazdı. Bu durum ben 5-6 yaşlarındaykendi. Sonra dedem vefat etti. Anneannem de öğlenleri gelmeye başladı. Kocaman, kalabalık, neşeli bir sofra olurdu. Akşam da anneannemlere giderdik. Anneannem bayram harçlıklarımızı mendilin arasına koyup verirdi. Halâ saklarım o mendilleri. Belki güleceksiniz ama, bu satırları yazarken gözlerim doldu. Şimdi ne o kalabalık aile var, ne de o büyük sofralar...

Yine de eşimle ben o geleneği sürdürmeye çalışıyoruz. O, sabah erkenden mutlaka namaza gider. Ben de o sırada kahvaltıyı hazırlarım. Kayınvalidem çoğunlukla bizimle yaşadığı için büyük eviyiz. Ama herkeste bir telaşe, arada mesafeler. Eski tadı yok işte... 

Bazen kızımın elinden tutup, bizim çocukluğumuzdaki bayramları gösterebilsem diyorum. Bu güzel gelenekler yok olmasın. O sıcak insan ilişkileri kaybolmasın. Tekrar Bayramınız kutlu olsun...

16 Temmuz 2015 Perşembe

Mimlendim...


Merhabalar! Bazı blogları okurken mimlendim yazdıklarını görüyordum. Blog dünyasında yeni olduğum için tam olarak ne olduğunu bilmiyordum. Dün blog arkadaşlarımdan Gelincik Zamanı beni mimlemiş. Biraz geç kaldığım için üzgünüm....

1-  Bilgisayar/telefondaki ekran görüntüsü ne?
     Tabii ki kızım :)

2-  Bir kafeye girdiğinde genellikle ne sipariş verirsin?
     Cappucino. Ama artık midem kahve içmeme izin vermiyor.

3-  Google da aradığın en son şey?
      Kumaştan lastikli toka nasıl dikilir?

4-  Mesajlaştığın veya konuştuğun en son insan kim?
      Annem.

5-  Tiyatroya en son ne zaman gittin?
      Utanarak söylüyorum yıllar oldu.

6-  Sinemaya en son ne zaman gittin?
     Birkaç ay oldu. 

7-  Hangi diziyi herkes izlemeli?
     Bence bu çok iddialı bir soru. Ama günün sonunda beni eğlendiren,         antidepresan tadında dizileri severim. Bu yazın favorileri arasında Kiralık Aşk, Çilek Kokusu gibi gülümseyerek izlediğim diziler var.

8-  En son ne tür bir müzik dinledin?
     Türk Pop Müziği. Candan Erçetin.

9-  Seni en çok ne çıldırtır?
     Hmmm zor bir soru. Hangisini yazsam ki...Oraya buraya atılan yüz havlusu. Çünkü ben fark edip yerine asmazsam eşim benim havlumu kullanır. 

10- Ne zaman uyanırsın?
       8.00 ...

11- İnternetteki ilk adın neydi?
      Betül.

12- Favori emojin nedir?
       Gülen yüz :)

13- Kedi mi, köpek mi?
      İkisini de severim. Ama çocukken hep kedi besledim. Şu sıralar ise komşumun köpeğini sevmekle meşgulüm.

14- Kuzey mi güney mi?
      Eğer gerçekten yönleri kastediyorsanız güney. Deniiiz, güneş, kum...

15- İstanbul ile ilgili en sevmediğin şey?
      Ankara'da yaşıyorum. Ama sanırım kalabalığından  ve kargaşasından hoşlanmazdım.

16- İstanbul'da en çok sevdiğin 3 semt?
       Gitmeyeli çok oldu. Aklımda en çok adalar kaldı.

17- Kafanda genel olarak ne olur?
      Akşama ne yemek yapsam, kızımla ne yapsam da tatilde eğlense gibi...

18- Komedi mi dram mı?
      Kesinlikle komedi. Hayatın kendisi dram zaten...

19- Çay mı, kahve mi?
       Elbette çay.

20- Bu soruları cevaplamadan önce ne yapıyordun?
       Televizyon karşısında örgü örüyordum.

21- Son olarak bir sırrını paylaş?
      Paylaşırsam sır olmaz ki :)) 

İşte ilk mim deneyimim böyle. Hepinize iyi geceler diliyorum...

14 Temmuz 2015 Salı

Ortaya Karışık...


Merhabalar! Sizler neler yapıyorsunuz bilmiyorum ama, biz kızımla yaz tatilini dolu dolu geçirmeye çalışıyoruz. Önceki yıllarda her günümüz parkta geçerdi. Ama artık yavaş yavaş yaşı geçiyor sanırım. Parktan eskisi kadar zevk almıyor. Laf aramızda, salıncaklara da sığmakta zorlanıyor zaten :)) Biz de ev dışındaki zamanlarımızın bir kısmını, gezerek ve alışveriş yaparak geçiriyoruz.

Geçen hafta evimizin çok yakınına bir sosyete pazarı açıldı. Kalabalık olur diye hemen gitmedim. Bu hafta gidip, öyle yazayım dedim.  Çok büyük bir yer olmasa da güzel ve hesaplı. Özellikle de gençlere göre çok çeşit var. Ankara'da oturup da merak edenler olursa, Altınpark Sosyete Pazarı'nın adresi: Altınpark Mahallesi Erda Sokak No:19 Aydınlıkevler Ankara. İnönü Lisesi'nin tam karşısında. Pazartesi ve cuma günleri açık oluyor. 413 numaralı otobüs tam önünde duruyor. Aşağıda dışarıdan çektiğim fotoğrafı var.


Bu arada kızıma ördüğüm hasır şapkayı da bitirdim. Şimdi bir tane de yeğenime başladım. Ama kağıt ipi örmesi biraz zor. Bileğimde de sorun olduğu için yavaş ilerliyorum. Yanındaki kitaba da bu akşam başlayacağım. Yani okunacak sıradaki kitap, Buket Uzuner'in Su kitabı. Meraklılarına duyurayım, serinin diğer kitabı Toprak da raflardaki yerini almış.


Şapkayı nasıl süslesem diye düşünürken, Kızılay'da bu papatyalı taçları gördüm. Hemen alıp denedim. Ben beğendim, sizce nasıl olmuş? Şapkanın yapımını burada anlatmıştım.


Bugün yine Kızılay'daydık. Kızım taytını çok beğenince cesarete gelip, bu penyeleri aldım. Kumaşların desenlerinde kızım ısrarcı oldu. Şu büyük çiçekli olan, tayt için pek uygun değil bence. Bakalım yeni taytları nasıl olacak?


Ayrıca sevgili Gelincik Zamanı beni mimlemiş. Onu da yarın yazayım diyorum. Aslında yazmak istediğim iki de kitap izlenimim var. Ama okullar kapandığından beri bilgisayarın başına oturmak zor oluyor. Sırayla yazacağım artık. Yeniden görüşmek üzere...

Görüşleriniz Benim İçin Değerlidir!

Zaman ayırıp, yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız onaylandıktan sonra görüntülenecektir. Reklam ve hakaret içeren yorumları yayınlamıyorum. Düşüncelerinizi bekliyorum...