31 Aralık 2017 Pazar

Mutlu Yıllar



Merhabalar! Biliyorum ki, şu anda pek çok evde tatlı bir telaşe var. Ya ailenize akşam güzel bir sofra hazırlamak için uğraşıyorsunuz, ya da dışarıya çıkarken ne giysem, makyajımı nasıl yapsam telaşındasınız. Veya yemeğe davetli olduğunuz akraba ya da dostlarınıza götüreceğiniz bir şeyler hazırlıyorsunuz. Ne yapıyor olursanız olun, güzel bir gün geçirin...


Fotoğraf, internetten alıntıdır. Çok şirin değiller mi? 2017 sizler için nasıldı bilmiyorum. Belki şu anda hastası olan, yakınını kaybetmenin acısını yaşayan evler var... Ama yine de ben aralık ayını, özellikle de yılbaşını çok seviyorum. Aralık ayı boyunca yılbaşı temalı kitaplar okur, yine yılbaşı temalı filmler izlerim. Bunları sizlerle paylaşmayı çok istedim. Ama özellikle bu son hafta, benim için çok yoğun geçti. Artık, ocağın ilk haftasında paylaşırım diye umuyorum. 

2017, ailemiz için biraz zor geçti. Kayınvalidemin demans hastalığı had safhaya ulaştı. Tabiri caizse, hepimize kök söktürdü... Bu stres, benim sağlık sorunlarımı ve kilolarımı daha da arttırdı. Buralara da fazla uğrayamadım. Ağustos ayında kayınvalidemi kaybettik. Eylül ayında da benim tüp mide ameliyatım gerçekleşti. Allah, her şeyi öyle bir ayarlamıştı ki... Kısacası biz 2017'de hem ağladık, hem güldük. 

Umarım 2018, hepimiz için bu yıldan daha iyi geçer. Gönlümüz dünya ve ülkemiz için başta barış olmak üzere, çok şey istiyor tabii... Ama ne kadarı gerçekleşir bilmiyorum. Bunu gerçekleştirmek için önce kendi kalbimize, niyetlerimize bakmamız gerek sanırım. Herkes bunu yapsa, davranışlarına çeki düzen verse, dünya daha yaşanılası bir yer olur sanırım.

Ben geçen yıl dilediğim gibi, daha çok kitap okumayı başardım, zayıflamaya da başladım. Buraya okuduğum kitapların hepsini yazamadım. Bu yıl daha da çok kitap okumayı diliyorum. Sevdiklerimle birlikte sağlıklı bir hayat sürmeyi diliyorum. Bileklerim iyileşirse, daha çok örgü örebilirim :)) 

Yine aldım kalemi elime, yazdım da yazdım... Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu, güzel, gönlünüzden geçenlerin gerçekleştiği bir yıl diliyorum... 

28 Aralık 2017 Perşembe

Yeni Yıl Alışverişim



Merhabalar! Bir süredir yürüyüş yapmak dışında pek dışarıya çıkmıyordum. Biraz insan içine karışmaya ihtiyacım vardı doğrusu. Dün, sadece dolaşmak için Kızılay'a gittim. Her yer çok kalabalıktı. Herkes yılbaşı için alışveriş yapıyordu. Ben de kendimi o büyüye kaptırdım...

Tabii ki ilk işim yüncülere girmek oldu. Yüncüler, her zamanki gibi kalabalıktı. Benimse zamanım sınırlıydı. Çünkü eşim de benimle gelmişti. Neyse ki O, berberine gitmek için yanımdan ayrıldı. Yoksa nasıl yoldan çıkacaktım ben? Eşim asla izin vermezdi :)) Aslında, aklımda 40 cm'lik misinalı şiş almak vardı. Bir de şu anda ördüğüm baktüs şal, şişlere sığmadığı için ona uygun bir misinalı şiş alacaktım. Ama söz konusu yün olunca ben durabilir miyim? Tabii ki hayır... 

Evde o kadar yün varken, benim de bileklerim sağlam değilken yün almak ne kadar akıllıca oldu bilmiyorum. Ama ben eve mutlu mesut döndüm...  

İşte yeni yünlerim... Aşağıdaki yünleri kızıma bere ve boyunluk örmek için aldım.


Bunlar da benim. Bere kullanmayı da, örmeyi de çok seviyorum. Bakalım, sıra ne zaman gelecek...


Kızım artık 7. sınıfa gidiyor. Eski, çocuksu berelerini kullanmak istemiyor haliyle... Yani bunlar da onun :) Çoooook çalışmam lazım, çoookkk...


Örgüseverin yeni yıl alışverişi de böyle oluyor işte... İki gündür onları poşetten çıkartıp çıkartıp seviyorum. Biran önce elimdeki işim bitse de, bu güzelleri örmeye başlasam... Sizler neler örüyorsunuz bu ara? Hepinize kolay gelsin...

24 Aralık 2017 Pazar

Kadife Çiçekleri Düşerken - Susan Meissner


Merhabalar! Ankara'ya dün ilk kar yağdı. Aslında ilk demek belki yanlış olur. Bizim semte ilk kar yağdı :)) Ama bizim semt biraz alçak kaldığı için fazla kar almadı. Bugün hava buz gibi. Zaten klasik Ankara havası... Biraz kar yağar, sonra dona çeker... Oysa kızımla kar yağmasını dört gözle bekliyoruz. Geçen yıla göre çok daha hafif olduğum için, doya doya kartopu oynamayı planlıyoruz...

Bugünü evde blog, kitap okuyarak, örgü örerek ve yılbaşı ile ilgili bir film izleyerek geçirmeyi düşünüyorum. Ama önce, bittiği halde masamda bekleyen kitap hakkındaki düşüncelerimi dile getireceğim. Buraya kitaplar hakkında notlar düşmeyi ihmal etmemeye çalışıyorum. Çünkü burası benim için bir günlük gibi. Zaman zaman geriye bakıp, ne zaman ne olmuş buradan görebiliyorum. Bu da beni mutlu ediyor... Artık kitaba geçsem iyi olacak :))


Kadife Çiçekleri Düşerken, iki farklı zamanda geçen kitaplardan. Aslında insanların hayatlarını etkileyen gerçek iki büyük olayı ele alıyor... Clara'nın hikayesi 1911'de Manhattan'da geçiyor. Hemşire olan Clara'nın çalıştığı binada bir kumaş fabrikası var. O fabrikanın muhasebe katında çalışan Edward adındaki bir gençle her gün karşılaşır ve aralarında bir çekim oluşur. Edward, bir gün Clara'yı fabrika katına davet eder. Birlikte fabrikayı gezmek için sözleşirler... Ama o gün, Clara fabrika katına varmak üzereyken yangın çıkar. Bina boşaltılmaya başlar. Ancak yangın fabrika katında çıkmıştır. Clara binadan kurtulmayı başarır. Ama Edward ve pek çok işçi bu yangında ölür. Clara, Edward'ın ve başka işçilerin yanarak ölmektense, aşağıya atladıklarına şahit olur. Bu O'nu çok etkiler. Ayrıca Edward'ın kendisini gezdirmek istediği için o katta olduğu fikri, vicdanını sızlatmaktadır. Bu yükü daha fazla taşıyamaz ve Ellis Adası'na tayinini ister. Ellis Adası, Amerika'ya gelen göçmenlerin sağlık kontrolünden geçirildiği, hasta olanların ise burada iyileşene kadar bekletildiği bir yerdir. Farklı ülkelerden, farklı diller konuşan pek çok insan buraya gelir ve gider... Clara'nın günleri çok yoğun geçer. Yine böyle bir günde, hasta bir göçmen Clara'nın dikkatini çeker. Adamın boynunda, üzerinde kadife çiçekleri resmedilmiş bir kadın şalı vardır. Clara, bu adamın hikayesini öğrenmeye karar verir. Bu süreçte kendi yaralarıyla da yüzleşmek ve iyileşmek için adımlar atmak zorunda kalır...

Taryn'in hikayesi ise, 2011 yılında başlar. Çalıştığı kumaş dükkanında gördüğü bir fotoğraf, O'nu eski anılara götürür. Taryn, 2001'de Manhattan'daki İkiz Kuleler'e yapılan saldırıda eşini kaybetmiştir. Kendisi de zor kurtulmuştur. Taryn eşinin ölümünden kendisini sorumlu tutar. Çünkü eşi, daha alt katlardan birinde çalışmaktadır. Taryn eşinin, ona mesaj bırakıp, kulenin üst katlarındaki kafeteryada buluşmak istediği için öldüğünü düşünür. Ama Taryn oraya zamanında gidememiştir. Bu nedenle de hayatta kalmıştır... Acaba Taryn hayatını yeniden yoluna koyabilek midir? 


ARKA KAPAK
-------------------------------

Feda ettiğimiz aşk dayanılır kılar bu dünyayı...

Eylül 1911. Ellis Adası'da hemşire olan Clara Wood, kendine bir söz
vermiştir. İlk görüşte aşık olduğu adamı kaybettiği Manhattan'a bir daha
asla adım atmayacaktır. Ancak hasta bir göçmenin adaya gelmesiyle
hayatı başka bir yöne kaymaya başlar. Gizemli göçmenin acısı Clara'ya
adeta ayna olurken, genç adamın yanından hiç ayırmadığı kadife
çiçekleriyle bezeli şal genç kızın ilgisini çeker. Ve Clara hiç farkına bile
varmadan bir çıkmazın içindedir artık. Üstlendiği sorumluluk O'nu yok
mu edecek, yoksa özgür mü kılacaktır?

Eylül 2011. Eski kumaşları yeniden gün yüzüne çıkarmakla uğraşan Taryn
Michaels, tüm hayatını küçük kızına adayan dul bir annedir. Ta ki uzun
zaman önce çekilen, boynunda kadife çiçekleriyle bezeli bir şalın
olduğunu gösteren bir fotoğraf yerel bir dergide yayımlanana kadar... O
andan itibaren Taryn, geçmişinde bırakmak için savaş verdiği 11 Eylül
saldırılarının korkunç anılarıyla yeniden yüzleşmek zorunda kalır. Hem
eşini kaybettiği, hem de bir yabancının kendisini kurtardığı o günle...
Peki, Taryn bunca zaman yüreğinde ağırlığını taşıdığı soruların yanıtını
bulabilecek midir?

Kadife Çiçekleri Düşerken, farklı dönemlerde yaşamış ve farklı felaketler
atlatmış iki kadının hayatlarındaki verdiği mücadeleyi anlatan duygu
yüklü bir roman...


Romanın en çok hoşuma giden yönlerinden biri de kadife çiçekli şalın, karakterleri bir şekilde birbirine bağlaması... Bir solukta okunabilecek, hem duygusal, hem de sürükleyici bir romandı. Kadife Çiçekleri Düşerken, benim beğendiğim kitaplar arasında yerini aldı...

Keyifli ve güzel bir pazar geçirmeniz dileğiyle, keyifli okumalar...





21 Aralık 2017 Perşembe

Açıklamalı Şiş ile Örülmüş Çarkıfelek Bere


Merhabalar! Hani dizüstü bilgisayarımın kapak menteşesi kırıldı demiştim ya; ben onu hala öyle kullanıyorum. Çünkü daha garanti süresi bile dolmadığı halde, kullanıcı hatası dediler. Oldukça yüklü bir meblağ istiyorlar. Bu bilgisayarı evde benden başka kimse kullanmıyor. Ben de gözüm gibi bakıyorum. Yani, kullanıcı hatası olması imkansız. Üstelik internette araştırdığıma göre, bu modelde oldukça sık görülen bir arızaymış. Tamamen ilgili servisin insafına bağlıymış. Yani garanti kapsamına alan yerler de varmış. Biz de araştırıyoruz bakalım. Bu arada daha büyük bir arızaya neden olmamak için, bilgisayarı fazla kullanmamaya çalışıyorum.  

Beni takip edenler bileklerimdeki sorun yüzünden artık örgü öremediğimi bilirler. Özellikle de geçen marttan beri elime şiş, tığ alamadım. Ama ben örgü örmeyi çok seviyorum. Örgü örememek benim için, nefes alamamak gibi bir şey...

İşte bu yüzden, kendime bir bere örme denemesi yaptım.  Zor oldu, uzun sürdü, ama sonunda bitti. Hatta birkaç kez kullandım bile. Yani yazmakta da geciktim :) 

Aslında eski ve bilindik bir model... Ben çok istemiş, ama o zaman örememiştim. Şimdi de örgüye bu kolay ve içimde kalan modelle dönmek istedim. Ama aksilikler peşimi bıraktı mı? Hayır, bırakmadı. Bilmeyenler ve yeniden hatırlamak isteyenler için, bereyi örerken her aşamasını fotoğraflamıştım. Fotoğraf makinesinin hafıza kartını bilgisayara takıp, fotoğrafları bilgisayara aktarmak istediğimde olanlar oldu... Bilgisayardaki sorun yüzünden mi, yoksa olacağı mı vardı bilmem, hafıza kartı bozuldu. İçinde blog için çektiğim pek çok fotoğraf vardı. Hepsi gitti... Moralim çok bozuldu ve ne yapsam derken hiç olmazsa berenin bitmiş halini yeniden fotoğraflayayım ve yayınlayayım dedim. Ne de olsa her zaman örgü öremiyorum değil mi?

İşte bere bu... Hatırladınız mı bu modeli?


İpim Nako Sportwool Kış Güneşi. İçinde belli belirsiz simler var. Şişim 6 ve 5 numara. Bereyi altı numara ile, lastik kısmını 5 numara ile ördüm. Şişe 16 ilmek atıyoruz. 3 ters, 8 düz, 3 ters, 1 düz örüp; şişimize bir kez ip doluyoruz, son kalan ilmeği de düz örüyoruz. Arka sırada ilmekleri geldiği gibi örüyoruz. Bu, örgünün alındaki saç örgülü kısmı oluşturuyor. Devamında yine 3 ters, 8 düz, 3 ters, 1 düz, 1 dola, 2 düz örüyoruz. Tüm arka sıralarda ilmekleri geldiği gibi örüyoruz. Sonraki sırada da 3 ters, 8 düz, 3 ters, 1 düz, 1 dola, 3 düz örüyoruz. Sondaki düz ilmekler 4 - 5 - 6 diye çoğalacak. Örgümüz 8 sıra olduğunda, yani üst üste 8 ajurumuz olduğunda 8 ilmek düz ördüğümüz ilmekleri 4 - 4 çaprazlayarak saç örgümüzü oluşturuyoruz. Bundan sonra, her sekiz sırada bir ilmekleri çaprazlıyoruz. Örgümüzün 16. sırasına geldiğimizde beremizin bir dilimi tamamlanmış oluyor. Bu sefer 3 ters, 8 düz, 3 ters, 1 düz, 1 dola, 2 ilmeği birlikte örüyoruz ve buradan geriye dönüyoruz. 17. Sırada 3 ters, 8 düz, 3 ters, 1 düz, 1 dola, 1 düz, 2 ilmeği birlikte örüp geri dönüyoruz. Bu şekilde her seferinde bir ilmek fazla örerek, geri döne döne ilmeklerin hepsini tamamlıyoruz. Böylece 2 dilimimiz de oluşuyor. Tabii, 8 sırada bir saç örgümüzü burmayı unutmuyoruz. Bundan sonrası yaptıklarımızın tekrarından ibaret... Benim ipim, bu şekilde 5 dilim yapmam için uygun oldu.



Beş dilimi tamamladıktan sonra, ilmeklerimizi kapatıyoruz. 5 numaralı şişimizle, ilmeklerin göbeğine batarak, 68 ilmek atıyoruz. İlmek aralarını iyi ayarlamayı unutmayın. İlmeklerin göbeğine battığımız için, lastiğin başladığı yerde zincir görüntüsü oluşuyor. Yukarıdaki fotoğrafta görebilirsiniz... Ben lastiği 11 sıra ördükten sonra kestim. Kalınlığı size kalmış. Daha az da, daha çok da örebilirsiniz. Yalnız, keserken elinizi sıkmamaya özen gösterin ki; alnınızı sıkmasın.



İşte bu da berenin arkadan görünüşü. Belki şimdi daha iyi hatırlamışsınızdır. Hala giden fotoğraflarıma yanıyorum. Onlar olsaydı, yazım daha açıklayıcı olacaktı. Ne yapalım, kısmet... Eğer örmek isterseniz, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Şimdiden kolay gelsin...


Görüşleriniz Benim İçin Değerlidir!

Zaman ayırıp, yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız onaylandıktan sonra görüntülenecektir. Reklam ve hakaret içeren yorumları yayınlamıyorum. Düşüncelerinizi bekliyorum...