Merhabalar! Umarım hafta sonunuz güzel geçiyordur. Bugün size geçen gün bitirdiğim bir kitaptan söz etmek istiyorum. Yılbaşında instagramda pek çok kitap çekilişi yapılmıştı. Ben de bazılarına katılmış ve kazanmıştım. Çok hızlı okuyamadığım için, kitapları okudukça paylaşmaya çalışıyorum. Bunlardan bir tanesi de, Kanes Yayınları'nın düzenlediği çekilişten kazandığım Umuda Uyanmak adlı kitaptı. Kanes Yayınları'na tekrar teşekkür ediyorum.
Umuda Uyanmak, son zamanlarda okuduğum en değişik kitaplardandı. Benden kaynaklı bazı nedenlerden dolayı, elimde bayağı süründü. Bu 500 sayfalık kitabı merak etmeme rağmen, ancak bitirebildim. Ama bunda kitabın bir suçu yoktu.
Kitap, Kanada'nın kenar mahallelerinden birinde geçiyor. Bu nedenle oldukça argo kelime var. 11 yaşındaki Harriet çok sıkıntılı bir hayat yaşıyor. 5 yaşındaki kardeşi Irwin'in doğuştan gelen bir rahatsızlığı var. Bu yüzden annesi sürekli Irwin'le ilgileniyor. Harriet bu duruma çok içerliyor. Kendisini, yaptığı korkunç resimlerle ifade etmeye çalışıyor. Ama bu durum işleri daha da karıştırıyor. Annesi ve babası Irwin'in hastalığı yüzünden boşanmış. Babası başka bir kadınla evlenmiş. Uma adındaki bu kadınla çocuk sahibi olmaya çalışıyorlar. Bisiklete binmek de babası için tutku haline gelmiş. Harriet'e ayıracak zamanı yok. Annesi ise, sevgilisiyle birlikte yaşıyor. Üstelik Gennedy, Harriet'ı hiç sevmiyor. Irwin Harriet'e çok düşkün, ancak Harriet Irwin'in ölmesini istiyor. Zaten herkes İrwin'in yakında öleceğini konuşurken; O'nu yaşatmaya çalışmanın bir anlamı olmadığını düşünüyor. Harriet bir gün evden kaçmayı planlıyor. Bunun için de, para karşılığında apartmanda yaşayan yaşlıların getir götür işlerini yapıyor.
Harriet, gerçekten yaşına göre çok olgun bir çocuk. Kitabı okurken O'nun daha düzgün bir ortamda nasıl da farklı olabileceğini düşündüm. Irwin'in durumu çok zor. Ancak, kitap boyunca Harriet'e daha çok üzülüyorsunuz. Üstelik, kitabın ortalarında şoke edici bir olay yaşanıyor. Ben burayı okurken kalakaldım. Hiç beklemediğim bir şeydi. Daha fazla anlatmak istemiyorum. Merak edenler, okusun diyorum...
ARKA KAPAK
Irwin 5 yaşında. Puding yemesi yasak. Hayatta sevdiği tek şey
ablası.
Harriet 11 yaşında. Sarı bukleleri var. Hayatta istediği tek şey kardeşinin ölmesi.
Akıl almaz hayal gücüyle yaptığı resimler ve hayata karşı sıra-
dışı bakış açısıyla Harriet'ın dünyasına adım attığınızda, kendinizi
hayatın tüm zorluklarına rağmen umudun asla tükenmediği, yaşa-
mak için her zaman bir sebebin olduğu bir yolculuğun içinde bula-
caksınız. Bu iki kardeşin bazen nefret bazen de sevgi dolu öyküsü,
yaşamın ta içinden okurun kalbine uzanıyor ve orada iz bırakıyor.
********
Babası dönünceye kadar saatler geçmiş gibi geldi. Harriet ejder-
ha resmini yapmaya isteksizdi. Babası menekşe rengi kapıya yaslandı
ve resme dikkatle baktı. "Vay canına. Alevleri sevdim."
"Alev püskürtüyor çünkü o mutlu bir ejderha." diye açıkladı
Harriet. "Mutsuz ejderhalar alev püskürtemez."
********
"Kanada'nın yeni Alice Munro'su" - Toronto Star
"Strube'nin her şeye rağmen yaşamak için bir sebep olduğunu
gösteren mucizevi anlatımı bu kitabı okuyan herkesin kalbinde umut
tohumları yeşertiyor." - National Post
Kitabın kapağı ve adı insanda cıvıl cıvıl bir his uyandırıyor. Ancak öyle değil. Kitabı okurken kendinizi üzülmeye ve düşünmeye hazırlayın. Ama hayatta her zaman umut etmek gerektiğini de hatırlayın. Ben zaman zaman Harriet'i düşünüyorum. Hafızama kazınan kitaplardan biri oldu...
Bu arada, bir taraftan da her gün bir motif örmeyi ihmal etmiyorum. Bittiğinde bana yelek olacak. Tabii kilo çok olunca, epey motif örmem gerekiyor :) Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum...