Merhabalar, nasılsınız? Ben hala bileğimle uğraşıyorum. Fizik tedavim bitmedi. Doktorum bandaj vermişti, Ama düzelme olmayınca, bilekliğe terfi ettim :( Şu anda da bileklikle yazmaya çalışıyorum. Oldukça zor oluyor. Zaten bu yüzden yazacaklarım birikti ya... Sizleri çok özledim. Bu kitabı geçen ay bitirdim ama, uzun uzun yazamayacağım için bekledim. Şimdi de kısaca yazmaya çalışacağım...
Dostluk Ekmeği, birkaç yıldır kitaplığımda okunmayı bekliyordu. Aslında böyle, bekleyen çok kitabım var. Dayanamayıp önceliği yeni kitaplara verince, eskiler biriktikçe birikti. Ben de, bir süre yeni kitap almamaya karar verdim. Dayanabilirsem, eskileri okuyacağım. Ama bloğunuz olunca, zaten herkesin çoktaaan okuduğu kitaplar hakkındaki fikirlerinizi yazmanız ne kadar anlamlı olur bilemiyorum. Ama olsun belki okumayan birileri vardır...
Bu kitap beni çok etkiledi. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Zaman zaman gözyaşlarımı tutamadım. Kitapta ayakları üzerinde durmaya çabalayan üç kadının hikayesi anlatılıyor. Julia oğlunun ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen, kendisini toparlayamamıştır. Bu durum, eşi Mark ile aralarında derin bir uçurum oluşmasına neden olmuştur. Julia'nın bir de kızı vardır. Bir gün, anne - kız kapılarının önünde sepet içinde biraz mayalı hamur, bir tane ekmek ve üzerinde tarif yazılı olan bir kağıt bulurlar. Julia, kızının israrlarına dayanamaz ve tarifi dener. Tarifte bir kural yazmaktadır: " Hamur dört parçaya ayrılacak. Bir tanesiyle yeni ekmek yapılacak, diğer üç parça ise tarifle birlikte sevdiklerinize dağıtılacak." Böylece Julia, Madeline ve Hannah ile tanışır. Madeline, buraya eşi öldükten sonra yerleşmiştir ve kasabanın çay salonunu işletmektedir. Hannah ise, bir çello sanatçısıdır. Ancak, sakatlandığı için artık konser verememektedir. Buraya eşinin isteği üzerine taşınmış; fakat çok geçmeden eşi tarafından terk edilmiştir. O da tıpkı Julia gibi ayakta kalmaya çalışmaktadır. Dostluk ekmeği tarifi bu üç kadın kadar, tüm kasabayı etkisi altına alır...
Kitap çoğunlukla bu üç karakter çevresinde dolaşsa da; pek çok güçlü karakterle tanışıyoruz. Özellikle Julia'nın eşi Mark, alkışlamak istediğim karakterlerden birisi. Kitabı uzun uzadıya anlatmak isterdim ama bileğim izin vermiyor ne yazık ki... Bu yüzden ilk kez, arka kapak yazısını da yazamayacağım.
Kitapta çok güzel tarifler var. Bileğim iyi olsaydı kesin denerdim :) Eğer hala okumadıysanız ben öneririm. Kitap bittiğinde, kalbinize dokunacak...
O birikmiş de okunmayı bekleyen kitap konusu fazlasıyla benim de başımda. Yığıntı artıyor; ama tükenme aynı oranda hızlı değil :)
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun.
Çok teşekkür ederim. Sormayın, elimden gelse bir nefeste okuyacağım kitapları. Ama olmuyor işte, yavaş yavaş okumaya çalışıyorum. Sevgiler...
SilBetülcüğüm...geçmiş olsun.iyi bayramlar.. sevgiler emel..
SilÇok teşekkür ederim Emelcim. Sana da iyi bayramlar, sevgiler...
SilPostu gördüğümde kesin ekmek tariflerini dener arkadaşım dedim. Yanılmamışım umarım kısa zamanda iyileşirsiniz.
YanıtlaSilKantorun yağı ile bileğinizi ovsanız?
Sevgiler,
Çok teşekkür ederim Özlem Hanımcım. Gerçekten, denemeyi çok istedim :) Kantaron yağını denemedim, aklımda olsun. Sevgiler...
SilGeçmiş olsun. Artık ben de okumadıklarımı okusam diyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkürler, geciken cevabım için özür dilerim. İnsan yeni kitap almaya doyamıyor, ama eskileri de hızla okuyamayınca birikiyor. Sevgiler...
Sil