Merhabalar! Umarım yeni yılın ilk günleri güzel geçiyordur. Benim bu iki günüm kitap okuyarak, örgü örerek ve sporumu evde yaparak geçti. Daha da geç olmadan, geçen ay yetiştiremediğim yazılarımı yazmak istiyorum. Kitapları okuyorum, ama hiçbir zaman buraya zamanında yazamıyorum. Aslında bu kötü oluyor. Çünkü kendimi yeni başladığım kitabın akışına kaptırınca, çoğu zaman diğer kitabın duygusu bana uzak kalıyor. Lafı fazla uzatmadan kitaba geçeyim...
Kar taneleri, yılbaşında geçen üç ayrı öyküden oluşuyor. Üç ayrı yazar tarafından yazılmış olmalarına rağmen, hepsi de birbiriyle bütünlük içinde.
Birinci hikaye, Maureen Johnson tarafından yazılmış. Kitabın baş kahramanı Jübile adında bir genç kız. Noelde ailesi hapse girince Florida'ya büyükannesinin yanına gitmek zorunda kalır. Ancak, bindiği tren kar fırtınası yüzünden Gracetown Kasabası yakınında yolda kalır. Böylece Jübilenin macerası başlar...
İkinci hikaye ise, John Green tarafından yazılmış. Aynı trendeki bir grup ponpon kız, kasaba yakınındaki bir kafeteryaya ulaşmayı başarır. Kafeteryada çalışan gençler, kasabadaki okul arkadaşları olan üç kafadarı da oraya çağırır. Bu arada, gençlerin hepsinin kız mı erkek mi olduğu konusu başlangıçta biraz akıl karıştırıyor. Jp, Dük ve Tobin de ponpon kızları görmek için kafeteryaya varma çabalarında sınır tanımazlar...
Üçüncü hikayeyi Lauren Myracle yazmış. Bu bölümde de Addie'nin hikayesini okuyoruz. Addie, erkek arkadaşı Jeb'den ayrıldığı için çok üzgündür. Onu teselli etmek de arkadaşları Dorrie ve Tegan'a düşer. Addie arkadaşları tarafından bencillikle suçlanan biridir. Çoğu zaman öyle davrandığı da doğrudur. Ama Addie, bu yıl her şeyi yoluna koymaya kararlıdır...
ARKA KAPAK
Son 50 Yılın En Feci Kar Fırtınası...
Kara Kışın Ortasında,
Üç Romantik Aşk Masalı!
Gracetown tam da yılbaşına günler kala kara gömülmüştür. Ancak
zorlu hava koşulları, can sıkıcı bir durum olmanın da ötesine geçer.
Her şeyden habersiz bir kız, fırtına yüzünden yolda kalan treninden
dışarı adım attığı anda hayat değiştirecek, kaçınılmaz olaylar
silsilesini de tetikler.
Çok geçmeden, aşırı enerjik on dört ponpon kız kasabanın
kafelerinden birine hücum eder. Dük'ün sinema gecesi onur
meselesine dönüşen bir görevle sevimsizce bölünür ve aşk acısıyla
kıvranan bir genç kız, minicik bir evcil hayvanın kaderinde çok
önemli bir rol oynar.
Üç hikaye bir araya gelirken yabancıların yolları kesişecek ve aşk
filizlenirken herkesin yüreği ısınacaktır...
Dokunaklı, yeni yıl kutlamalarının heyecanıyla dolu ve komik...
Günümüzün çoksatan üç yazarından başka ne beklenirdi ki zaten?
Üç yazarı da ilk kez okudum. Açıkçası, kitap bana arka kapakta yazdığı gibi eğlenceli gelmedi. Sanırım daha genç bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. Zaten karakterler de 16 - 17 yaş aralığında. Belki bu yüzden, belki kitabın dili yüzünden, kitapla frekanslarımız tutmadı. Kitapları yarım bırakmak gibi bir alışkanlığım olmadığı için okuyup, bitirdim. Tabii bu göreceli bir kavram. Benim beğenmediğim bir kitaba başkaları bayılabilir. Bu yüzden kötü demek yanlış olur...
Şu anda elimde Debbie Macomber'ın Bay Mucize'si var. Bu kitap bana çok daha sıcak geldi. Aslında Bay Mucize de aralık hedefimdeydi. Ama Kar Taneleri'ni okumakta zorlandığım için, Bay Mucize ocak ayına sarktı... Onu da en kısa zamanda bitirmeyi hedefliyorum. Çünkü, bu yıl daha çok kitap okumak istiyorum. Hepinize keyifli okumalar diliyorum...
Okuyacaklarını ve okuduklarını not etmek için Google'in güzel bir sitesi var. Goodreads diye. Burada eklenti olarak da okuduğun kitabı koyabiliyorsun.
YanıtlaSilTeşekkür ederim Burcucum, mutlaka bakacağım. Sevgiler...
Sil