Bir sıcak, bir serin, bir yağmurlu, bir güneşli Ankara'dan merhabalar! Tam bahar havası, ne olacağını kestiremiyoruz. Bahar demişken, dün gece tam da bahar gibi bir kitabı bitirdim.
Bu kitap hakkında çok yazıldı, çizildi. Genellikle de pek beğenilmedi. Evet, Agapi'den söz ediyorum. Sarah Jio, benim en sevdiğim yazarlardandır. Dilimize çevrilmiş tüm kitapları bende var. Yeşil Deniz Kabuğu dışında hepsini okudum ve çok sevdim. Bir tek, bu kitabı almamıştım. Olumsuz eleştirilerden dolayı ön yargılı davrandım. Açıkçası okumayı da hiç düşünmüyordum. Sonra instagramda, @kahvelikitapçikolatalışiir'in yılbaşı çekilişine rastladım. Hediye edeceği kitaplar arasında Agapi de vardı. O zaman içimden bir ses, bu kitaba bir şans ver dedi. Bu kitap da benim şansım oldu, çekilişin kazananlarından birisi de bendim. @kahvelikitapçikolatalışiir'e çok teşekkür ediyorum. Tabii şimdi siz, yine mi çekiliş kitabı diyorsunuz biliyorum. Valla bu son :)) Aslında ben, böyle çekilişlerde hiç şanslı değilimdir. Piyangodan amorti bile çıkmaz :) Ama aralık ayı şanslı geldi ve ben arka arkaya üç çekilişten, dört kitap kazandım. Tabii yavaş okuduğum için, ancak sıra geldi...
Agapi'yi beğendin mi derseniz; açıkçası beğendim. Ön yargılı davrandığım için de kendimden utandım. Evet, Sarah Jio'nun tarzından biraz farklı. Ama yine keyifle okuduğum bir kitap oldu.
Roman, 1893 yılında çiçekçi Elodie ve Auvergne Kont'u Luc Dumond'un hikayesiyle başlıyor. Daha sonra günümüze geliyor ve Jane ile arkadaşlarının hayatını anlatıyor. Jane, Seattle'de yaşıyor. Pick Place'de bir çiçekçi dükkanı var. Yalnız olması dışında, güzel bir hayatı var. Ama O, bunu fazla sıkıntı yapmıyor. Köpeği Sam ile birlikte geçinip, gidiyor. Sadece çocukluğundan beri, zaman zaman görüşü bulanıklaşıyor. Bu nedenle düzenli olarak nöroloğa gidiyor. Ama doktorlar, Jane'nin durumuna bir anlam veremiyorlar. Tam da 29 yaşına bastığı doğum gününde ( aynı zamanda Noel ), tanımadığı birisinden bir kart alıyor. Bu yabancı kadın, mutlaka görüşmeleri gerektiğini söylüyor. Jane önce önemsemese de, sonra merakına yenik düşüyor ve görüşmeye gidiyor. Kadın, O'na aşkı görme yeteneği olduğunu; görüşünün zaman zaman bu nedenle bulanıklaştığını söylüyor. Bir sonraki doğum gününe kadar aşkın altı halini bulup, tanımlamazsa; kendi hayatında asla aşkı bulamayacağını da ekliyor. Bundan sonrasını tabii ki anlatmayacağım :)
ARKA KAPAK
İlk görüşte aşık olabilirsiniz. Fiziksel bir çekime kapılarak
kendinizi aşka bırakabilirsiniz. Tutku ve ihtiras dolu bir
serüvene çıkabilirsiniz. Paylaşımlarınız üzerinden aşka
tutunabilirsiniz. Aşkı hiçbir bağlayıcılığı olmayacak
şekilde de tanımlayabilirsiniz. Peki gelecek planlarınızla
uyumlu bir aşka ne dersiniz? Ya da belki ölümsüz aşkı
bulursunuz. Aşkın altıncı hali agapiyi...
Onu"o" olduğu için seversiniz
ve asla vazgeçmezsiniz.
Evet, eğer siz de benim gibi henüz bu kitabı okumadıysanız, ona bir şans verin derim. Jane ve arkadaşlarıyla, güzel bir yolculuk sizi bekliyor. Keyifli okumalar diliyorum...
Henüz okumadım. İlgimi çekti.
YanıtlaSilTam da öyle Ankara bugün soğuktu. Baş ağrıtacak kadar :)
Ben Sarah Jio'nun dilini çok seviyorum. Okumadığım bir kitabı kaldı. Araya başka kitaplar alıp, onu da okuyacağım. Bahar havası belli olmuyor, çarpıyor insanı :) Sevgiler...
SilKitap ve film eletirlerine bakıyorum ama kendi fikrime de bir şans veriyorum çünkü hiç belli olmuyor :)
YanıtlaSilDoğru söylüyorsunuz. Bu tür şeyler belli olmuyor. Bazen de çok sevilen bir kitap hiç hoşuma gitmiyor :) Sevgiler...
Sil