Merhabalar! Ağustos ayını da bitirdik sayılır. Bu ay yine sesim sedam çıkmadı, biliyorum. Ağustos bizim için biraz zor geçti. Beni takip edenler, yaşlı ve hasta kayınvalidemi bilirler. Maalesef, kendisini ağustos başında kaybettik. Üzüntü, gelen giden derken, buraya uğramak da içimden gelmedi açıkçası... Ara ara instagrama uğruyordum, bugün de buraya yazmak istedim. Kor Adası temmuzla birlikte bitti, ama yazamadım işte...
Kimberley Freeman'ın kitaplarını çok seviyorum. Kor Adasını da beğenerek okudum. Hala istediğim hızda okuyamıyorum. Bu yüzden, çoğunuzun çoktan okuduğu kitaplarla geldiğimi biliyorum. Kendime yeni kitap almama konusunda söz vermiştim. Bu sözümü bozmuş olabilirimmm!!! Yakında bununla ilgili bir post hazırlamaya çalışacağım.
Kor Adası yine Kimberley Freeman tarzında, iki farklı zamanda geçiyor. Çok akıcı ve merak uyandırıcı bir dille yazılmış. Yani, okurken rahatsız edildiğimde oldukça sinirlendim :)
Kitap, 1891 yılında Tilly'nin hikayesiyle başlıyor. Tilly, aşık olduğu adamla mutlu bir evlilik yaptığını düşünürken; hayat O'na kötü oyunlar oynuyor. Bunun sonunda kendisini, Kor Adası'ndaki hapishane müdürünün kızına mürebbiyelik yaparken buluyor. Açıkçası, spolier vermemek için detaya girmiyorum.
Nina ise 2012 yılında, yaşadığı kalp kırıklığının ardından Kor Adasına, büyük büyükannesinden kalan eve sığınır. Nina, bir yazardır ve burada zihnini boşaltıp, yazmakta olduğu kitaba yoğunlaşabilmeyi ummaktadır. Evde yapılan zorunlu tadilat sırasında, yıkık duvarların arasında büyük büyükannesinin çocukken yazdığı günlüğün parçalarını bulur. Günlük 1891 yılında yazılmaya başlanmıştır. Nina, merakla günlüğün diğer parçalarını aramaya başlar. Bir taraftan ailesinin geçmişini öğrenirken, bir taraftan da kendi hayatını yoluna koymaya çalışmaktadır. Daha fazla detay vermeden arka kapak yazısına geçsem iyi olacak...
ARKA KAPAK
Göz ardı ettiğiniz gerçekler
er ya da çıkar karşınıza tamamlanmak için.
Yüzleşin ki ruhunuz arınsın.
1891 yılının İngiltere'sinde Tilly Kirkland, rüya gibi bir evlilik
yaptığını düşünürken kendini bir kâbusun tam ortasında bulur.
Yaşadığı talihsizlikler O'nu Avustralya'ya, Kor Adası'nda bir
malikaneye getirir. Burada bir yerel cezaevi müdürünün kızına
mürebbiyelik yapacaktır. Aslında her günbatımında adeta bir kora
dönüşen bu adaya hayatının cezasını çekmek için geldiğini
anlayacaktır...
2012 yılında ünlü yazar Nina Jones, kafasını toparlamak ve yazmakta
sıkıntı çektiği yeni hikâyesine odaklanmak için Avustralya'ya büyük
büyükannesinden kalma malikâneye gelir. Ancak Starwater
Malikânesi'nin duvarları, O'nun yıllardır sakladığı büyük sırrının
kanıtlarıyla doludur. Keşfettiği her kanıt ise Nina'nın büyük bir
gizemi çözmesini sağlayacaktır.
Üçüncü kitabıyla hayranlarının kalbine bir kez daha kazınacak olan
Kimberley Freeman'ın romanı Kor Adası, yarım kalan gerçeklerin
sonsuza kadar saklı kalamayacağını ve ne olursa olsun kalbimizin
sesine kulak vermemiz gerektiğini anlatıyor.
Evet, Kor Adası kısaca böyle... Henüz okumadıysanız, mutlaka okuyun derim... Bol kitaplı, sağlıklı ve huzurlu günler dilerim...
Herşeyden önce başınız sağolsun. ALLAH SABIR VERSİN.
YanıtlaSilÇok teşekkürler, sevgiler...
SilKor Adasını okumadım. Sanırım yazarın diğer kitaplarını da okumadım. Listeye yazdım, bu arada epeyce kabarmış liste. Bu arada başınız sağ olsun, Allah'tan rahmet ve sabır diliyorum. Sevgi ve selamlarımla...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Maalesef benim de listem bayağı kabarık. Hızlı okuyamayınca da kabarmaya devam ediyor. Umarım yazarın dilini seversiniz, sevgiler...
SilAllah rahmet eylesin, başınız sağ olsun.
YanıtlaSilYaz yoğunluğu nedeniyle Çok az kitap okuyabiliyorum. Anlattığınız kitapta çok güzelmiş çok güzel özetlemişsiniz notumu aldım teşekkür ederim.
Sevgiler.
Çok teşekkür ederim. Ben de bu ay bir kitap bile bitiremedim maalesef. Açığı kapatmak dileğiyle, sevgiler...
SilBetulcum ancak donebildim kuzum .sabriniz bol olsun rabbim yerinde rahat etmesini nasip etsin canim. Sevgilerimle
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Hatice Hanımcım,sevgiler...
SilBaşınız sağolsun canım fırsat buldukça bloklara ugruyorum yeni gördüm mekanı cennet olsun.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Nevcihan Hanımcım. Ben de pek uğrayamıyorum buralara. Bir düzen tutturamadım. Daha sık görüşmek dileğiyle, sevgiler...
Sil