4 Mart 2015 Çarşamba

Mucizeler Atölyesi - Valérie Tong Cuong



Merhabalar! Bugünlerde üzerimde bir tembellik var ki sormayın...Bahar yorgunluğu olsa gerek diye düşünüyorum. Bu kitabı bitireli bir haftadan fazla oldu. Hatta yeni okumaya başladığım kitap bile bitmek üzere. Ama ben bir türlü burada paylaşmayı beceremedim. Lafı fazla uzatmadan, size kitaptan söz etmek istiyorum.



Kitap dibe vurmuş, her şeylerini kaybetmiş ya da kaybettiğini düşünen üç insanın hikayesiyle başlıyor. Ailesiyle arasında sorunlar olan ve yalnız yaşayan Millie, oturduğu apartmanda çıkan bir yangınla her şeyini kaybeder. Yangının paniğiyle kendisini pencereden aşağıya atar. Şans eseri hayatta kalır ve komşuları dahil onu tanıyan kimse yoktur. Milli'yi derinden etkileyen ve ailesiyle arasındaki uçuruma neden olan bir sırrı vardır. Biz bu sırrı ancak kitabın sonlarında öğreniyoruz. Mösyö Mike, iri kıyım eski bir paralı askerdir. Yaşadığı şeylere dayanamayarak, sözleşmesi bitmeden askerliği bırakmıştır. Bu nedenle eşi O'nu evden kovmuştur. Geçmişi yüzünden iş de bulamamıştır. Mösyö Mike da hayatını sokaklarda sürdürmeye başlamıştır. Bir gün kalacak yer kavgası yüzünden saldırıya uğrar ve gözlerini hastanede açar. Başlangıçta Mösyö Mike'ın anlatıldığı bölümlerde argo kelimeler var. Bu beni biraz rahatsız etti. Ama sonuçta sokakta yaşayan bir adamın, kibar kibar konuşması beklenemez değil mi? Öğretmenlik yapan Mariette ise eşinin baskılarından, aşağılamalarından. çocuklarından ve özellikle de işi ve öğrencilerinden bunalmıştır. Bir gün en azılı öğrencisini tokatlar ve çocuk merdivenlerden yuvarlanır. Politikayla uğraşan eşi bu skandaldan kurtulmak için Mariette'i bir kliniğe yatırır. 

İşte tam bu sırada üçünün hayatı da Mucizeler Atölyesi'nde kesişir. Jean adında esrarengiz bir adam, Onları Mucizeler Atölyesi'nde iyileştirmeyi vadetmektedir. Burası önce biz sana yardım edelim, zamanı geldiğinde de sen bize yardım et mantığıyla çalışan bir hayır kurumudur. Kahramanlarımızın burada geçirdikleri zaman hayatlarını değiştirir. 

Ben bundan fazlasını anlatmak istemiyorum. Genel olarak kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. Ancak, sanki kitap biterken bir şeylerin havada kaldığı düşünülmüş ve alelacele bir bölümle sonuca ulaşılmış gibi bir hisse kapıldım. Sonuç bölümü bana, ne oluyoruz şimdi dedirtti. Ama buna rağmen akıcı ve çabucak okunabilen bir dile sahip. Her şeyden önce kendimize güvenerek tüm zorlukların üstesinden gelebileceğimizi anlatan bir roman. Özellikle de kitabın kapağında yer alan '' hiçbir yaranın kabuğu diğerine benzemez'' sözü gerçekten çok hoşuma gitti.

                                                                 ARKA KAPAK


Fransa'da küçük bir kıvılcım olarak başlayan,
ardından birçok Avrupa ülkesini büyüleyen,
rüzgarıyla sizi de saracak bir roman


Millie'nin hayatı bir gece alt katta çıkan yangınla altüst olur.
Kendisini dışarı atmadan önce yangından hangi eşyalarını
kurtarması gerektiğini düşünür. İşte o sırada, manevi değeri
olan hiçbir eşyasının olmadığını, ne bir anısının, ne de haber
verecek kimsesinin olduğunu anlar.

Bir lisede öğretmenlik yapan Mariette, kendisini sürekli suçlayıp
aşağılayan kocası ve sorunlu öğrencileri arasında sıkışıp kalmış
bir kadındır. Haftada iki kez gittiği psikiyatrist de sorunlarına çözüm
bulamaz. Sabrının taştığı bir gün öğrencisine sert bir tokat atıp
merdivenlerden tehlikeli bir şekilde düşmesine neden olur.

Mike karısından ayrılıp artık sokaklarda yaşamaya başlamıştır.
Bu duruma gelmesinin sebebi olan eski karısını ne kadar çok
düşünürse o kadar çok acı çekeceğinin farkındadır. Tek korkusu
sundurmasına sığındığı apartman sakinlerinin onu kovma ihtimalidir.

Kendilerini aşılamaz bir duvarın dibinde gören, zorlukların girdabında
çaresizce dönüp dolaşan Mariette, Millie ve Mike'ın hayatı, günün
birinde, Jean adında esrarengiz bir adamın açtığı Mucizeler
Atölyesi'nde kesişir. Parçalanmış ruhları atölyesinde tamir ederek
eski mutlu günlerine dönmelerini sağlayan Jean'ın sırrı neydi?

Hepinize güzel bir gün diliyorum. Keyifli okumalar...

8 yorum:

  1. Keyifli okumalarınız olsun.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Size de keyifli okumalar diliyorum. Benden de sevgiler..

      Sil
  2. Ne güzel okuyup özet geçmişsiniz özendim bi de ben okumuya başlasam ne kadar iyi olur nedense bu aralar canım istemiyor.. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen oluyor öyle... İnsanın canı hiç birşey yapmak istemiyor. Ben de uzun yıllar ara verdim okumaya. Şimdi kendi kendime ödev veriyorum. Her gece evdekileri yatırdıktan sonra, 10 sayfa bile olsa mutlaka okumaya çalışıyorum.Türkiye'de, dünyada böylesine kötü şeyler olurken; kitap okumak benim için el işlerimden sonraki bir kaçamak. Ama bu yüzden, hep beni iyi hissettirecek kitapları seçmeye çalışıyorum. Ağır ve daha edebi kitapları okuyamıyorum artık.Sevgiler...

      Sil
  3. Sıradan gibi görünsede etkileyici bir kitap herkezin başına gelebilecek konular kitap okumanın ufku açtığı kadar rahatlatıcı olduğu inanırım yeniden okumaya başlaman güzel birşey devamlı olur inşallah beyaz sardunyacım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru söylüyorsunuz sevgili Evimin Güncesi. Gerçekten de kitap okumak insanı çok rahatlatıyor. Neyse ki 3 yıl önce bu konudaki miskinliğimi attım üzerimden. Az az da olsa, mutlaka her gün okuyorum. Sevgiler...

      Sil
  4. kitabı merak edıyorum nasıl bır kıtap surukleyıcımı acaba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap sürükleyici. Karakterlerin hayatını merak ediyorsunuz. Ama çok çok güzeldi de diyemem. Yine de kolay okunabilecek, güzel zaman geçirtecek bir kitap.

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Görüşleriniz Benim İçin Değerlidir!

Zaman ayırıp, yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız onaylandıktan sonra görüntülenecektir. Reklam ve hakaret içeren yorumları yayınlamıyorum. Düşüncelerinizi bekliyorum...