Merhabalar! Bugün, uzun zamandır okumadığım bir türle karşınızdayım. Çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Özellikle çocukken, bulduğum her şeyi okurdum. Bu durum ben bankada çalışmaya başlayana kadar devam etti. O kadar yoruluyordum ki, eve gider gitmez yatıyordum. Özel bir banka olduğu için çok yoğun çalışıyorduk. Kendime ait bir hayatım kalmamıştı. Özellikle de evlenip, çocuk sahibi olduktan sonra, tam anlamıyla kaybolmuştum. Sonra sağlığım bozuldu ve işten ayrılmam gerekti. Çünkü doktorlar stresten uzak kalmazsam iyileşemeyeceğimi söylediler. Öyle de oldu zaten...
Sonrasını beni takip edenler biliyor. Bana kendimi iyi hissettiren şeyleri yapıyorum. Şimdi, bunca lafı neden ettin diyenleriniz vardır. İşte bu dönemden sonra kitap okuma alışkanlığım da değişti. Dili, konusu hafif, mutlu sonla biten kitapları okumaya başladım. Daha önce, Sabahattin Ali'nin hiçbir kitabını okumamıştım ve merak ediyordum. Özellikle de Kocan Kadar Konuş kitabındaki kitap kurdu kahramanımızın, Sabahattin Ali ile olan hayali diyalogları merakımı daha da artırmıştı. Ancak ağır gelirse, sıkılırsam, okuyamazsam gibi endişelerim vardı. Kız kardeşim bana bu kitabı hediye ederek, bu endişelerime dur dedi.
Elimdeki kitap biter bitmez hemen okumaya başladım. Şaşıracaksınız ama, son zamanlarda en çabuk bitirdiğim kitap oldu. Böyle zengin bir dile sahip kitapları okumayı özlemişim. Elimden düşüremedim desem yeri var.
Hikayenin ilk bölümü bir anlatıcının ağzından aktarılıyor. Anlatıcı kendi hikayesini anlatırken, iş yerinde tanıştığı Raif Efendi'yi, O'nu nasıl merak ettiğini ve dost olma çabalarını anlatıyor. Raif Efendi içine kapanık, herkesten uzak durmaya çalışan, sessiz sedasız bir insan. İşinde başarılı olmasına rağmen kendisini gösteremeyen, haksızlığa uğradığında bile sessiz kalan biri. Ailesinin bile görmekten kaçındığı, varlığıyla yokluğu bir, şimdiki deyimle ezik bir insan...
Bir gün Raif Efendi'nin günlüğü bizim anlatıcının eline geçer. (Aradaki olayları anlatmayacağım.) Anlatıcımız, Raif Efendi'nin izniyle günlüğü okumaya başlar. İşte buradan sonra Raif Efendi'yi tanımaya başlıyoruz. Maria Puderle tanışmasını, aşklarını ve Raif Efendi'nin neden böyle olduğunu okuyoruz. Raif Efendi, Maria Puder'in hep aradığı insan olduğuna karar verir. Sorgulamadan, teslimiyetçi bir şekilde Maria Puder'in her istediğini yapmaktadır. O'nu kaybetmek en büyük korkusudur. Maria Puder ise gelgitleri olan, erkeklere güvenmeyen, dünyada hiç kimsenin bir diğerine tam anlamıyla yakınlaşamayacağına inanan biridir.
ARKA KAPAK
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.
Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
Kitabın dilinde sadeleştirme yapılmamış. Yazıldığı günkü kelimeler değiştirilmemiş. Ancak, çok bilinmeyen kelimelerin açıklaması sayfa sonunda verilmiş. Zaten 40'lı yaşların üzerindeyseniz kitabın diliyle ilgili bir sorununuz olmayacaktır.
Kitap, oldukça akıcı ve merak uyandırıcı. Betimlemelerle zenginleştirilmiş anlatım, sizi siyah beyaz bir film izliyormuş havasına sokuyor. Ben karakterleri biraz karamsar bulsam da, kitabı bitirdikten sonra epey bir zaman etkisinden kurtulamadım. Eğer hala okumadıysanız mutlaka okumanızı öneririm. Bundan sonra araya böyle kitaplar sıkıştırmaya karar verdim. Sizlere keyifli okumalar diliyorum...
Artık bir efsane bu kitap :)
YanıtlaSilKesinlikle öyle :)
SilHarika bir kitap...Bir kez daha okuyabilirim.Ben de eskiden çok çeşitli kitaplar okurdum. Şimdilerde gerilim ,dram ağırlıklı kitapları okumakta zorlanıyorum. Hele dili ağırsa ...Zaten bizi üzen yoran onca haber alıyoruz. Bir de okuduğumuz kitapla gerilmeyelim. Sevgilerimle...
YanıtlaSilNe yazık ki öyle... Tam hayatımızı normale döndürdüğümüzü düşündüğümüz anda yeni bir travma yaşıyoruz. Bize ne iyi geliyorsa, onu yapmakta yarar var. Sevgiler...
SilElimdekiler bitince okurum ben de teşekkürler.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Hatice Hanımcım. Sevgiler...
SilBu kitabi okuyalı uzun yıllar du. Sonra bir de kocan kadar konuş diye bir kitap var. Ben okurken çok güldüm bu kitaba atif yapılıyor. Yani raif efendinin naif aşkına...onu da okumanızı tavsiye ederim. Sevgiler...
YanıtlaSilNe yazık ki ben bu kitabı okumakta çok gecikmişim. Zaten Kocan Kadar Konuşu okurken dikkatimi çekti. O zaman aklıma koydum, mutlaka okumalıyım diye. Ah, Kocan Kadar Konuş tam bir rahatlama aracı zaten. Her iki kitabı da çok eğlenerek okumuştum. Sevgiler...
SilHarikadır!
YanıtlaSilÇok beğendim...
SilDeğerli arkadaşım bloğumda yaptığınız bir yorumu oldukça geç farkettim. Yeni cevapladım. kusura bakmayın, sevgiler.
YanıtlaSilAh, rica ederim... Ben de bazen bloğa iki üç gün giremiyorum. Yorumlara geç yanıt verdiğim oluyor. Çok zarifsiniz, siz üzmeyin kendinizi. Sevgiler...
SilTeşekkür ederim, bloğuma hoş geldiniz. Hemen iade-i ziyarete geliyorum :)
YanıtlaSilÇok naif bir aşk hikayesi :)
YanıtlaSilKesinlikle öyle...
SilAyy Betül ben konusunu çok beğendim sonuna kadar sıkılmadan okudum herkese tavsiye ederim görüşmek üzere kendine iyi bak canım.
YanıtlaSilBen de öyle canım. Öyle ilgimi çekti ki, bir solukta okudum. Bence de mutlaka okunması gereken kitaplar arasında. Sen de kendine iyi bak, sevgiler...
Sil